Aşk: En güçlü ağrı kesici
14 Şubat Sevgiler Günü. Aşkın güçlü bir duygu olduğunu belirten, Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, aşkın kimyası ile fiziksel ve ruhsal sağlığa etkileri hakkında çarpıcı bilgiler verdi. Tutkulu bir aşk sürecinin, kişinin hem ruh halini hem de fizyolojik durumunu doğrudan etkilediğine dikkat çeken Bingöl, "Tek bir dokunuş, tek bir öpücük, tek bir sarılma; dopamin, oksitosin, endorfin gibi hormonların daha fazla salgılanmasını sağlayarak, vücuda zindelik getirir" dedi.
KALBİ KÜT KÜT ATTIRIR
Aşkın ilk etkiyi kalpte yaptığını söyleyen Bingöl, "Kalbi küt küt attırır ve kişinin içini titretir. Bağışıklığı güçlendirir, kan basıncını düşürür ve stresin azalmasına katkı sağlar" dedi. Araştırmaların, romantik partnerlerinin fotoğraflarına bakan katılımcıların, ağrı düzeylerinde belirgin bir azalma olduğunu gösterdiğini söyleyen Bingöl, şunlara dikkat çekti: "Bu bulgu; aşkın, beyinde endorfin ve benzer hormonları salgılatarak, ağrı algısını azalttığı ve güven hissi verdiği şeklinde yorumlanmıştır. Bu araştırmalar, aşkın iyileştirici gücünün bilimsel bir temeli olarak gösterilmiştir. Ancak, çoğu zaman iyileştirici olsa da bazı durumlarda duygusal zorluklara da neden olabirabilir."
AŞIK OLUNCA BEYİNDE NELER OLUYOR?
AŞIK olma sürecinde beynin nasıl işlediğini Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol şöyle anlattı: "Aşık olma sürecinde beynin ödül ve motivasyon merkezleri özellikle ventral tegmental alan (VTA), nucleus accumbens ve amigdala gibi bölgeler aktif hale gelir. VTA, dopamin adı verilen kimyasalın üretiminde önemli bir rol oynar ve aşık olduğumuz kişiyi gördüğümüzde dopamin salınımı artabilir. Bu kimyasal, kişinin aşık olduğu kişiye odaklanmasını ve onunla vakit geçirmekten haz almasını sağlayabilir. Nucleus accumbens ise bu hazzı güçlendiren bir merkez olarak düşünülebilir. Bu süreçte beynin ödül sisteminin aktif hale gelmesi, sevdiğimiz kişinin varlığını bir 'ödül' gibi algılamamıza neden olabilir. Aşk, zamanla tutkulu bir aşktan bağlanmaya dönüşebilir. Zamanla oksitosin ve vazopressin gibi hormonların etkisi baskın hale gelir. Bu hormonlar, güven ve bağlılığı destekleyerek ilişkiyi daha sakin ve derin bir bağlanma zeminine oturtur."
BAĞIMLILIK YAPICI
AŞKIN, bağımlılık yapıcı maddelerle aynı yolu aktive ettiğini söyleyen Türkkol, "Aşkın beyindeki etkileri ile bağımlılığın nörobiyolojik mekanizmaları arasında güçlü bir benzerlik var. Bu benzerlik, aşk gibi güçlü ve yoğun bir duygunun beynin ödül merkezi olan ventral tegmental alan (VTA) ve nükleus accumbens üzerinden dopamin salınımını artırarak kişiye yoğun bir haz ve motivasyon sağlamasıyla açıklanabilir. İlginç olan, bağımlılık oluşturan maddelerin de aynı yolları aktive etmesidir" dedi.
ÇEVRİMİÇİ İLİŞKİLER
Çevrimiçi ilişkilerin duygusal bağ kurma kapasitesini zayıflatabildiğini belirten Türkkol, "Teknolojik çağda çevrimiçi tanışma uygulamaları, aşkın biyolojik sürecini önemli ölçüde etkiliyor. Geleneksel yüz yüze etkileşimlerde fiziksel yakınlık, beden dili ve göz teması gibi unsurlar duygusal bağlanmayı hızlandırırken, çevrimiçi platformlar bu süreçleri devre dışı bırakır ve ilişki başlangıcını daha bilişsel bir düzeye taşır. Profillere dayalı seçimler ve sürekli seçenek bolluğu, insanlarda bir tür 'ideal partner arayışı' yaratabilir ve bireylerin duygusal bağ kurma kapasitelerini zayıflatabilir" dedi.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."